ERKAN KARAHASAN - MALİ MÜŞAVİR

Forum

=> Daha kayıt olmadın mı?



Forum - Tapuda gösterilen Bedel Gerçeğe Uygun Değilse Takdir Yoluyla Belirlenir

Burdasın:
Forum => YARGI KARARLARI => Tapuda gösterilen Bedel Gerçeğe Uygun Değilse Takdir Yoluyla Belirlenir

<-Geri

 1 

Devam->


SMMM YMM TÜRMOB TESMER (Ziyaretçi)
20.02.2013 15:10 (UTC)[alıntı yap]
T.C.

DANIŞTAY

ÜçüncüDaire

Esas No:2000/1864

Karar No:2001/2559

İLGİLİ MADDE: 3

Özü: Tapu kaydı, vergi doğuran olayın gerçek mahiyetine uyduğu ölçüde geçerlidir. Tapuda gösterilen bedel gerçeğe uygun olmadığı takdirde vergilemeye esas bedel, takdir yoluyla belirlenmelidir.

İstemin özeti: 1996 takvim yılında gayrimenkul satışından elde elde ettiği değer artış kazancını beyan etmediğinden bahisle davacı adına takdir olunan matrah üzerinden re’sen salınan ağır kusur cezalı gelir vergisi ve fon payına karşı açılan davayı; olayda, davacının 1996 yılında 21.000.-lira bedelle satın aldığı iki adet gayrimenkulü aynı yıl içinde 21.000.000.- liraya satması nedeniyle elde ettiği kazancı beyan etmediği belirtilerek takdir edilen matrah üzerinden cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, davacı her ne kadar uyuşmazlık konusu arazilerin (X) Ltd. Şti. adına alınması hususunda kendisinin vekil kılındığını ancak belgelerdeki bazı noksanlıklar nedeniyle şirket adına alımın gerçekleşmemesi üzerine gayrimenkullerin mecburen kendisi adına alındığını, daha sonra şirket adına satış muamelelerinin yapıldığını ileri sürmekte ise de bu hususu resmi belgelerle kanıtlayamadığı, bu durumda, davacı tarafından gayrimenkul alım satımı işlerinin yapıldığı açık olduğundan elde ettiği değer artış kazancından dolayı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80. maddesi hükmü uyarınca adına tarhiyat yapılmasında hukuka aykırılık görülmediği, tarhiyatın, tapu sicil kayıtlarına intikal eden bedeller esas alınarak yapılmış olması nedeniyle olaya ağır kusur cezası yerine kusur cezası uygulanması gerektiği gerekçesiyle kısmen kabul ederek dava konusu tarhiyatı kusur cezalı olarak tadil eden Vergi Mahkemesi kararının; davacı vekili tarafından, gayrimenkul alım satımından dolayı bir menfaat elde edilmediği, davalı idare tarafından ise ağır kusur cezalı tarhiyatın aynen onanması gerektiği ileri sürülerek bozulması istemleridir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

İşin gereği görüşülüp düşünüldü:

Vergi Dairesi müdürlüğü tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar temyize konu mahkeme kararının idare lehine bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu hükme bağlanmış, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80.Maddesinde de (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere) iktisap şekli ne olursa olsun malik olunan gayrimenkullerin iktisap tarihinden itibaren dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı olarak tanımlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının iki ayrı gayrimenkulü toplam 21.000 lira bedelle 6.5.1996 tarihinde satın aldıktan sonra, aynı gayrimenkulleri toplam 21.000.000 lira bedelle (X) Tic.Ltd.Şti.’ne satması üzerine taşınmazların alış ve satış tutarları arasındaki farkın değer artış kazancı olarak kabul edilmesi suretiyle ve takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden davacı adına cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, davacının 6.5.1996 tarihinde satın aldığı gayrimenkulleri 8.11.1996 tarihinde sattığı hususu tapu sicil kayıtlarıyla sabit olduğundan belirtilen tarihler arasında gerçekleştirilen alım satım işleminden doğan kazancın, yukarıda değinilen Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80.Maddesi hükmü karşısında değer artış kazancı olarak vergilendirilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, 6.5.1996 tarihinde 21.000 liraya alınan gayrimenkullerin 8.11.1996 tarihinde 21.000.000 lira bedelle satılmış olması, aradan geçen altı aylık sürede bu gayrimenkullerin değerinin 1000 kat artmış olduğunu göstermektedir. Bu durum ise belirtilen sürede bu oranda bir değer artışının gerçekleşmesinin günün ekonomik koşullarına ve ticari icaplarına uygun düşmemesi nedeniyle sözkonusu gayrimenkullerin tapuda gösterilen alış bedellerinin emsal alış bedelinin altında gösterilmiş olacağı sonucunu ortaya koyduğundan gayrimenkullerin davacı tarafından satın alındığı 6.5.1996 tarihindeki rayiç bedellerinin bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle belirlenmesinden sonra yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi müdürlüğü temyiz istemi ile davacının değer artış kazancı elde edilmediği yolundaki temyiz isteminin reddine, davacının matrahın tespitine yönelik isteminin ise kabulüne , Vergi Mahkemesi kararının bu kısma ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, 26.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 693
Bütün postalar: 928
Bütün kullanıcılar: 382
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol