Burdasın: Forum => YARGI KARARLARI => Defter ve Belgelerin Şeklen Yasaya Uygun Olması Yeterli Değildir |
|
SMMM YMM TÜRMOB TESMER (Ziyaretçi) |
T.C. DANIŞTAY Dokuzuncu Daire Esas No: 1999/620 Karar No: 2000/552 Tarih: 23.02.2000 İLGİLİ MADDE: 3, 30, 134 Özü: Defter ve belgelerin şeklen yasaya uygun olması yeterli değildir, defter ve belgelerin içeriğinin gerçeği yansıtması gerekir. İstemin özeti: Akaryakıt satışı yapan yükümlünün 1993 yılı hesaplarının incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak aynı yılın Aralık dönemi için tarholunan açakçılık cezalı katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı; dosyada mevcut inceleme raporunda, davacının A’dan alıp gider kaydettiği boya, badana, ve işçilik faturalarının sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğunun tespit edilmesi sonucu bu durumun Vergi Usul Kanununun 30/4 ve 6. maddelerine göre resen takdir sebebi sayılması suretiyle mükellefin akaryakıt satışlarına %0,75 fire oranı ile yağ, hidrolik ve benzeri emtia satışlarına da %11 ortalama kar haddi uygulanarak kayıt dışı satış hasılatı bulunduğunun saptanması üzerine davalı idarece resen cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı olayda (..)’ le ilgili inceleme raporlarından orman ürünleri ticareti ile reklam ve dekorasyon konularında faaliyette bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettiren bu kişinin uyuşmazlık yılında böyle bir faaliyeti olmadığı komisyon karşılığı fatura düzenlendiği, takdir edilen matrah üzerinden hesaplanan cezalı vergilerle ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma sağlanamaması üzerine tarh ve tebliğ edilen vergilerin kesinleştiğinin görüldüğü, bu durumda adı geçen kişiden temin edilen faturaların yanıltıcı belge niteliğinde olması karşısında 118.000.000.- liralık faturada yer alan katma değer vergisi indiriminin kabul edilmemesinde isabetsizlik görülmediği, diğer taraftan akaryakıt alım satımı yapan davacının iki adet sahte fatura kullanmasının faaliyet konusu ile doğrudan ilgili bulunmadığı, bu durumun defter belge ve kayıtlarının usulsüz olduğunun, beyannamelerinin gerçeği yansıtmadığının delili sayılamayacağı, esasen inceleme raporunda akaryakıt satışlarına uygulanan %0,75 fire oranının, akaryakıt türüne göre farklılık gösteren fire oranlarına da uyumlu olmadığı, alım satımın tüm safhalarını kapsayıp kapsamadığı da açıkça belli edilmeden mükellef ifadesinde dayandırıldığı, keza yağ, hidrolik ve benzeri emtiada da yine mükellefe ifadesine göre %11 ortalama kar oranı uygulanarak hesaplanan satış hasılatına da itibar edilemeyeceği, buna göre yükümlünün katma değer vergisi beyan tablosunun sadece sahte olduğu saptanan fatularlarda yazılı katma değer vergileri indirimlerinin kabul edilmemesi suretiyle yeniden düzenlenmesi sonucu aralık dönemi ile ilgili katma değer vergisi tarhiyatının tadili gerektiği ve bu miktar için kaçakçılık cezası kesilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle kısmen kubul ederek dava konusu tarhiyatın 1.340.000.- liralık kısmını kaçakçılık cezalı olarak onayan, fazlasını terkin eden Vergi Mahkemesi kararının; akaryakıt hasılatının kanuni ölçüler kullanılarak bulunduğu, fire oranı, kar oranı ve hasılat farkının ödevlinin beyanı ile defter ve belgelerine dayanılarak tespit edildiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Dosyanın incelenmesinde; akaryakıt satışı yapan yükümlünün 1993 yılı hesaplarının incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporunda A’dan alınan iki adet boya badana ve işçilik faturalarının, bu kişinin ihtilaflı dönemde böyle bir faaliyetinin olmadığı, komisyon karşılığı fatura düzenlendiği nedeniyle sahte olduğu belirtilerek bu faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirim konusu yapılmayacağı, dolayısıyla giderlerini sahte faturalarla belgeleyen yükümlünün defter ve belgelerinin ihticaca salih sayılmaması gerektiği görüşüyle akaryakıt satışları ile ilgili hasılatının resen takdir edildiği, anıla rapora dayanılarak yapılan kaçakçılık cezalı katma değer vergisine karşı açılan dava sonucunda tarhiyatın katma değer vergisi indirimlerine ilişkin kısmının onanması, kayıt dışı hasılata ilişkin kısmının ise terkin edilmesi üzerine Vergi Dairesi Müdürlüğünce Vergi Mahkemesi kararının bozulmasının istendiği anlaşılmaktadır. Yağ, hidrolik ve benzeri emtia satış hasılatı ile ilgili olarak inceleme raporunda; net kar oranının yükümlü ifadesinden hareketle %11 olduğunun kabulü ile faaliyet dönemindeki emtia maliyet bedeline %11 ortalama kar oranı uygulanmak suretiyle hasılat farkı tespit edilmiş ise de; katma değer vergisinin matrahı teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğundan ve bir oto kontrol müessesesi olan ortalama kar haddi yoluyla katma değer vergisi matrahı belirlenemeyeceğinden Mahkeme kararının yağ, hidrolik ve benzeri emtianın bu yolla tespit edilen satış hasılatının terkini yönündeki hüküm fıkrası yerinde görülmüştür. Akaryakıt satışları ile ilgili hasılata gelince; Vergi Usul Kanununun “Resen vergi tarhı” başlıklı 30. maddesinde; resen vergi tarhının, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarholunması olduğu, maddede 9. bent halinde sayılan hallerden herhangi birisinin bulunması durumunda, vergi matrahının tamamen veya kımen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği hükme bağlanmış olup, aynı maddenin 4. bendinde; defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması, 6. bendinde ise, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delilin bulunması halinde matrahın resen takdir olunacağı açıklanmıştır. Kanunun gerekçesinde; “Diğer taraftan uygulamadi aksaklıklar göz önüne alınarak aynı maddenin 2. fıkrasına 6 numaralı bent eklenmiştir. Yürürlükteki hükümlerde resen takdir sebepleri kısıtlı ve biçimsel olarak belirtilmiş olup kanunda gösterilen usullere uygun ve kendi içinde tutarlı olmakla beraber, defter ve belgelerin gerçek durumu yansıtmamış olması gibi çok önemli bir takdir sebebi nazara alınmamıştır. Böylece şekli bakımından kanuni usullere uygun bulunmakla beraber ticari, teknik ve iktisadi mantık ve gerçeklerle hiçbir surette kabili telif olmayan defter ve beyanlar için bunlardaki vergi ziyaı kesin olarak bilinmekle beraber bu ziyanı önleyici herhangi bir vergi tarhı yapılması imkansız bulunmaktaydı. Bu mahsurları gidermek ve batıdaki örneklerine uygun etkin bir resen tarh müessesesi kurulmak üzere 6 numaralı bent olarak (tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamenin gerçekleri yansıtmadığına dair delil bulunması hali takdir sebebi olarak kanuna konmuştur.” açıklaması yer almaktadır. Bütçe Plan Komisyonu raporunda da bu konu “ilave edilen 6 numaralı bent ile ekonomik delil sistemine paralel bir düzenleme getiriliyor. Mükellefin kayıtları şekli bakımından kanuna uygun ve tahakkuk eden vergi bu matraha uygun olmakla beraber iktisadi bakımdan yeterli bulunmuyordu. İktisadi yönden mükellefin belirttiği matrah yerinde görülmezse yine resen vergi tarhı yapılabilecektir.” şeklinde ifade edilmiş bulunmaktadır. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere mükellefin defter ve belgelerinin şeklen düzenli olması yeterli olmayıp bu belgelerin ve beyan edilen matrahın gerçek durumunu yansıtması zorunludur. Nitekim 213 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.” ve 134. maddesinde de “vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktadır.” denilmek suretiyle konuya açıklık getirilmiş bulunmaktadır. Kaldıki olayda A’dan alınarak indirim konusu yapılan faturaların gerçek mal ve hizmet teslimine ilişkin olmadığı da anlaşıldığından defter ve belgelerin ihticaca salih sayılmamasını gerektiren bu durum yukarıda anılan madde hükmü uyarınca resen takdir nedeni olup Vergi Mahkemesince akaryakıt satışları ile ilgili kayıt dışı satış hasılatının resen takdirinin yerinde olmadığı gerekçesi ile hüküm tesisinde isabet bulunmamaktadır. Öte yandan, Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığınca yapılan ara kararına istinaden ….. A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıdan ve yıllar itibariyle değişen fire oranlarını gösteren listeden, 1993 yılı mahtelif akaryakıt cinsleri için belirlenen fire oranlarının%0,75 in altında olduğu, hatta gazyagı, motorin ve kalorifer yakıtı içinde en çok %0,40 fire oranı tespit edildiği görülmüştür. Bu durumda inceleme elemanınca tüm akaryakıt çeşitlerine %0,75 fire oranı uygulanmak suretiyle yükümlü lehine hareket edildiğinden, kaydi envanter yapılmak suretiyle, fire oranları, değişen satış fiyatları nazara alınarak hesaplanan kayıt dışı hasılatı yerinde olup vergi mahkemesi kararının buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmektedir. açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne, vergi mahkemesi kararının ortalama kar haddi yönünden bulunan matrah farkı ve indirimlere ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına, kayıt dışı satış hasılatına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi. |