Burdasın: Forum => SGK ve VERGi MEVZUATI => "Elektronik Ortamda Beyanname Verilmesi Zorunluluğu Tebliğ İle Getirelemez |
|
Admin (şimdiye kadar 7 posta) |
Elektronik ortamda süresinde verilmeyen beyannameler için yazı ile istenmeden kesilen cezaların hukuksal niteliğinin tahliline ilişkin özenli bir karar örneği. Bunca çok dava içinden, dava dosyasını en ince ayrıntılarına kadar inceleyerek karar veren Hakime hanıma gerçekten teşekkür etmek gerekiyor. Antalya Bölge İdare Mahkemesinin hatalı ve eksik yaklaşımı böylesine nitelikli kararlar ile değişebilir. Daha önceden de burada yazdığımı hatırladığım, Danıştayın elektronik ortamda beyannamelere ilişkin bir kararından önemli saydığım kısmının alıntısını sunmak istiyorum. //////////////////////Danıştay 7. Dairesinin 13.11.2007, E: 2005/1204, K: 2007/4633 kararında ise: “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, “Vergi Ödevi”, başlıklı 73’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında, herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlü olduğu belirtilmek suretiyle, vergi ödeme yükümlülüğünün, Anayasal bir görev olduğu hükme bağlanmıştır. Modern toplumlarda, söz konusu yükümlülük, ortak yaşamın gerektirdiği bir takım giderlerin paylaşılması gerektiği bilinciyle birlikte, aynı zamanda; bir hak olarak kabul edilmektedir. Mevcut Türk Hukuk sisteminde, kişilerin bir takım haklarının kısıtlanması veya belli ödevlerinin yerine getirilmesinin, hak kaybına yol açacak şekilde bazı şekil şartlarına bağlanmasını öngören düzenlemeler, Anayasanın belirlediği sınırlar dahilinde, ancak, yasalarla yapılabilmektedir. Bu sebeple; kanuni zorunluluktan kaynaklanan bir yükümlülüğün ve kanuni ödevlerin yerine getirilmesinin, kanuni müeyyidelere katlanılması sonucunu doğuracak şekilde, belirli şartlara bağlanması yolundaki bir düzenlemenin tebliğ ile yapılması söz konusu olamaz. Aksı düşüncenin, yani, Anayasanın belirlediği sınırlar dahilinde kanunla düzenlenmesi gereken bir konunun tebliğ ile düzenlenmesinin, kuvvetler ayrılığı rejimine ters düşeceği gibi, fonksiyon gaspına yol açacağı kuşkusuzdur. ” OLUŞ MALİ HUKUK BÜROSU, Ankara:11.09.2008, SİRKÜLER(XI/296) Görüleceği üzere konuya Anayasa Hukuku açısından yaklaşıldığında çok farklı bir boyuta yükselmektedir. Yargılama işlevi, sınırları çizilerek hukuki nitelemesi yapılan somut olaya soyut hukuk kuralının uygulanmasıdır. Bu uygulamada, soyut hukuk kuralının sözü, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, bu soyut kuralın hukuk kurallarına uygun yorumlanmasına ihtiyaç vardır. ////// Şimdi sırada Danıştayda daha önceden açılmış davalardan olumlu sonuçlar bekliyorum. Tabii ki bu arada benzer (olumlu ya da olumsuz) kararları yayımlamayı artırmalıyız. Çünkü her bir kararın her bir cümlesi dahi bizim için çok önemlidir. Öte yandan meclisteki torba yasa değişikliğinde bu cezalar yeniden düşürülüyor. Yani idare de giderek daha çok geri adım atıyor. Aslında özel usulsüzlük cezasının değil, kararda da belirtildiği gibi ve GİB Başkanı Sayın Kilci'nin oda seçimleri öncesinde bir toplantıda açıkladığı üzere, sadece usulsüzlük cezasının uygulanması yönünde TBMM ne yönelik de ayrı bir çalışma yürütmek gerekiyor. Ama sonuçta hedefimiz bu özel usulsüzlük cezalarını tamamen kaldırmaktır. Ben hukukun bu cezaları kaldıracak güçte olduğuna inanıyorum. Ancak, bu mücadeleyi illerimizde odalarımıza taşıyamadığımız sürece, çabalarımız zayıf kalıyor. Yalnızca SMM Odalarımıza değil, Ticaret ve Sanayi Odalarına ve Esnaf Odalarına da, yerel medyaya da bu örnek kararları ulaştırmalıyız |