Burdasın: Forum => MUHASEBE KAYITLARI VE UYGULAMA ÖRNEKLERİ => sodexso fişi verilmesi hk. |
|
yaklaşım (Ziyaretçi) |
Yazar: T.TolgaKALKAN (*) Yaklaşım Dergisi / Şubat 2007 / Sayı: 170 I- GİRİŞ Gelir vergisi mevzuatında yer alan istisna hükmü nedeniyle günümüzde firmaların sıkça kullandığı bir yöntem olan yemek kuponu (yemek çeki, ticket vb. adlarla da anılmaktadır.) uygulaması ülkemizde önemli boyutlara ulaşmış bir sektörü ifade etmektedir. Firmalar, bu uygulamayla Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 23/8. maddesinde yer alan ücret istisnası dahilinde, çalışanlarına aylık belirli tutarlarda yemek kuponları vererek onların işyeri dışında ve bu uygulamaya dahil anlaşmalı yerlerde yemek yiyebilmelerine olanak tanımakta ve ücret istisnası nedeniyle maliyet tasarrufu sağlamaktadır. Yazımızda GVK’nın 23/8. maddesinde yer alan istisna ana hatlarıyla açıklanacak ve 2007 yılında uygulanacak bu istisnanın tutarına değinilecektir. II- ÜCRET GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ Gelir Vergisi Kanunu’na göre ücret gelirlerinin temel vergilendirme rejimi stopaj (kaynakta kesinti) usulü olup gerçek ücretlerin vergileri bu yöntemle alınır. GVK’nın 61. maddesinde, ücret; işverene tabi ve belirli işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede ayrıca; ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı ![]() İş Kanunu’na göre de çıplak ücret yanında; sosyal yardımlar, prim ve ikramiyeler ile yemek yardımları ve benzeri aylık veya yıllık olarak yapılan ödemeler “ücret” kapsamında değerlendirilmektedir. III- YEMEK KUPONU OLARAK ADLANDIRILAN ÜCRET İSTİSNASI Yukarıda da belirtildiği gibi GVK’da ücret geliri olarak vergilendirilmesi gereken unsurlar kapsamlı tutulmuştur. Bununla beraber, ücret sayılan bazı menfaatler, çeşitli ekonomik ve sosyal gerekçelerle, Kanun’un bazı maddelerinde sayılmak suretiyle gelir vergisinden istisna edilmiştir. GVK’nın 23. maddesinin 8 numaralı bendinde; hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerin vergiden müstesna tutulacağı hükme bağlanmış ve sözü edilen bendin parantez içi hükmünde de, “(İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 6.000.000 lirayı (259 Seri No.lu GVK Genel Tebliği ile 2007 takvim yılında uygulanmak üzere 8,80 YTL) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde, aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak nakten yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir.)” denilmiştir. GVK’nın 23/8. madde hükmüyle ilgili olarak yayımlanan 186 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde (1) konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalar yer almaktadır. Uygulama aşağıdaki şekilde olacaktır: - Söz konusu istisna hükmünün uygulanmasında; işverenlerce yemek bedeli, doğrudan yemek verme hizmetini sağlayan veya bu işe aracılık eden kuruluşa ödenecek (hizmet erbabına ödenmeyecek), yemek bedelinin fiilen çalışılan günlere ait bir günlük tutarı 8,80 YTL’yi aşmayacak veya aşması halinde 8,80 YTL’lik kısmı istisnaya konu edilecek (fiilen çalışılmayan günler için de yemek bedeli ödenmesi halinde, bu ödeme istisna kapsamının dışında kalacak), yemek bedeli faturası, işveren adına düzenlenecektir. Ancak, faturaya veya gider pusulasına yemek yiyen hizmet erbabının adı ve soyadı ile yemek yediği gün sayısı bir liste halinde eklenecektir. Bu şartlar çerçevesinde işverenlerce, hizmet erbabına civar lokantalar veya yemek verme hizmeti sağlayan kuruluşlar vasıtasıyla temin edilen, menfaatler vergiden istisna edilecektir. Yemek bedelinin bir günlük tutarının 8,80 YTL’yi aşması halinde aşan kısım, ücret olarak vergilendirilecektir. - Bu istisnanın uygulanmasında işverenlerin, bazı personeline işyerinde veya müştemilatında, bazı personeline de civar lokantalar veya yemek verme hizmetini sağlayan yerlerde yemek vermesi halinde; personele işyerinde veya müştemilatında yemek vermek suretiyle sağlanan menfaatler, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde vergiden istisna edilecektir. Ayrıca personele, civar lokantalar veya yemek verme hizmetini sağlayan yerlerde yemek verilmesi halinde de bu yemek bedellerinin bir günlük tutarı, 8,80 YTL’yi aşmaması şartıyla bu bölümde açıklanan esaslar çerçevesinde vergiden istisna edilecektir. - Öte yandan, geçici görevle görev mahalli dışına gönderilen personele harcırah ödenmesi halinde bu ödeme, Gelir Vergisi Kanunu’nun 24. maddesinin 1 veya 2 numaralı bendinde yer alan esaslara göre gelir vergisinden müstesna tutulmaktadır. İşverenlerce, personelin harcırah ödenmesini gerektiren bir görevle, görev mahalli dışına gönderilmeleri halinde, bu personele ayrıca yemek bedeli adı altında bir ödeme yapılması durumunda, bu ödemenin de tutarına bakılmaksızın tamamı gelir vergisine tabi tutulacaktır. Zira, hizmet erbabına verilen harcırah tutarları, yemek ve yatmak giderlerini de içermekte ve bu ödemeler zaten gelir vergisinden müstesna tutulmaktadır. Harcırahlarla ilgili olarak, 06.02.1983 tarih ve 17951 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 138 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde gerekli açıklamalar yapılmıştır. - Civar lokantalardan veya yemek verme hizmeti sağlayan diğer kuruluşlardan hizmet erbabına yemek vermek suretiyle sağladıkları menfaatlerin vergiden istisna edilecek kısmı ile vergiye tabi olacak kısmını belirlemeleri bakımından, ücret bordrosunda bu hususu göstermek zorundadırlar. İşverenler yaptıkları bu ücret ödemelerini ücret bordrosuna dayandırarak, genel hükümlere göre gider yazacaklardır. Lokantalar veya yemek verme hizmetini sağlayanlardan alınan faturalar, bu bordronun eki niteliğinde gider belgesi kabul edilecektir. - 9 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin (2) 8. bölümünde katma değer vergisi uygulamasında personele sağlanan menfaatlerden bazılarının vergiye tabi tutulmayacağı belirtilmiş; bunlar arasında “Personele işyerinde veya müştemilatında yemek verilmesi” şeklindeki menfaat de yer almıştır. “İşletmenin iktisadi faaliyetini yürütebilmesi için yapılan ve işletmede yaratılan katma değerin bir unsuru olan bu masraflar, maliyetin bir parçası olduğundan, personele tahsis sırasında vergiye tabi tutulmayacak, bu mal ve hizmetlerin iktisabında yüklenilen vergiler ise genel hükümlere göre indirim konusu yapılabilecektir.” denilmektedir. Buna göre, işverenlerin işyerinde veya müştemilatında hizmet erbabına yemek vermek amacıyla satın aldıkları mal ve hizmetler nedeniyle yüklenilen vergiler, mal ve hizmet bedeline dahil edilmeyecek ve indirim konusu yapılacaktır. Öte yandan, işverenlerin civar lokantalar veya yemek verme hizmeti sağlayan yerlerden, personeline yemek vermek suretiyle sağladığı menfaatler için de bir günlük 8,80 YTL’lik yemek bedeline katma değer vergisi dahil bulunmamaktadır. Yemek bedelinin 8,80 YTL’lik kısmı, yukarıda da açıklandığı üzere, vergiden istisna edilecek bu bedele isabet eden katma değer vergisi işverenlerce indirim konusu yapılacaktır. Yemek bedelinin tutarının 8,80 YTL’yi aşması halinde, aşan kısım (istisna tutarına isabet eden katma değer vergisi hariç olmak üzere) net ödenen ücret olarak kabul edilecek ve vergiye tabi tutulacaktır. 2007 yılı için yukarıda belirtilen şartlarla gelir vergisinden istisna edilecek günlük tutar (her bir çalışan için) KDV dahil (8,80x1,18=) 10,384 YTL’dir (3). İşyeri müştemilatında çalışanlarına yemek veren şirketler -işyeri dışında yemek zorunda olan tahsilatçı, pazarlamacı vb. nitelikteki çalışanları için hariç olmak üzere- GVK’nın 23/8. madde istisnasından yararlanamazlar. Günümüzde işverenlerin çalışanlarına yemek kuponu (yemek çekleri) vermesi sıkça karşılaşılan bir durumdur. Özellikle çok sayıda şubesi ve çalışanı olan, işletme bünyesinde çalışanlarına yemekhane hizmeti sunamayan şirketler (bankalar, sigorta şirketleri vb.) bu uygulamaya rağbet etmektedir. GVK’nın tanıdığı istisna hükmü nedeniyle şirketler önemli maliyet avantajları da sağlamaktadır. Nitekim işveren için ücretler üzerindeki yükler (çalışanın eline geçen net ücret ile işverene maliyetini ifade eden brüt ücret arasındaki fark) önemli boyutlardadır. Katma değer vergisindeki indirim mekanizması da hesaba katıldığında bu avantaj daha da artmaktadır. Şirketlerin yukarıda bahsedilen istisnadan faydalanmamaları ve çalışanlarına yemek bedeli olarak aynı tutarları nakit olarak vermeleri durumunda bu ödemeler “ücret” kapsamında değerlendirilecektir. Bu durumda ise hizmetin özü aynı iken (çalışanlara yemek verilmesi) işverenler, GVK’nın 23/8. madde hükmünden yararlanamamaları nedeniyle % 125’i aşan boyutlarda maliyet artışlarına maruz kalacaktır (4). IV- SONUÇ Yazımızda Gelir Vergisi Kanunu’na göre ücretin kapsamına ve çalışanlara yemek kuponu (yemek çeki) uygulaması olarak adlandırılan GVK’nın 23/8. madde hükmünde yer alan istisnaya değinilmiştir. Söz konusu istisna, ciddi vergi ve maliyet avantajları yaratması, çalışanlarına yemekhane hizmeti sunamayan işletmelere vergilendirme bakımından diğerlerine göre bir ölçüde eşitlik getirmesi nedeniyle günümüzde önemli boyutlara ulaşmış bir sektör meydana getirmiştir. Söz konusu istisna, 2007 yılı için, kişi başı (KDV hariç ![]() -------------------------------------------------------------------------------- * Hesap Uzmanı (1) 26.07.1995 tarih ve 22355 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. (2) 31.12.1984 tarih ve 18622 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. (3) 5083 sayılı Kanun’un 2. maddesi uyarınca nihai hesaplamalarda yarım Yeni Kuruş’un altındaki değerler dikkate alınmayacaktır. (4) Ayrıntılı hesaplamalar için Bkz. “Ücretler ve Yemek Kuponu Uygulaması”, Vergi Dünyası, Temmuz 2006, Sayı: 299, s. 102 vd. < =s =if(this.)this.() =.print() = value=Yazdır name=2> | |||
fatih (Ziyaretçi) |
RE: YEMEK ÇEKLERİNİN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ Metin boyutu: 10 20 30 40 50 KIDEM TAZMİNATI HESABINDA MATRAH ÖLÇÜSÜ Yazar: MahmutÇOLAK(*) Yaklaşım Dergisi / Kasım 2007 / Sayı: 179 I- GİRİŞ Bilindiği üzere, çalışma ve sosyal güvenlik hayatında matrah tespitleri konusunda hep tereddütler olmuş, matraha hangi ödemelerin dâhil edilip edilmeyeceği ile bunların ölçüsü sürekli olarak tartışılır hale gelmiştir. Sosyal güvenlik hayatında matrah tespiti “sigorta primine esas kazanç”ta, çalışma hayatında ise “kıdem tazminatı”nda kendilerini göstermişlerdir. Kıdem tazminatı matrahının tespitinde genel olarak ödemeler konusunda yani hangi ödemenin dâhil edilip edilmeyeceği genel olarak yargı kararları ışığında belirlenmiş ve uygulamada da kabul görmüştür. Bu çalışmamızda, kıdem tazminatı matrahının tespitinde hangi ödemelerin dâhil edilip edilmeyeceği yargı kararları dikkate alınarak ödeme çeşidi bazında işlenmeye çalışılacaktır. II- YASAL DAYANAK 1475 sayılı (eski) İş Kanunu-Madde 14 (1) (Değişik: 15.08.2002 – 4773/3.md) … bu maddede yer alan kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında 26. maddenin (4857 sayılı yeni İş Kanunu’ndaki karşılığı 32. madde (2)) birinci fıkrasında yazılı ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur. III- KIDEM TAZMİNATI MATRAHININ KAPSAMI VE KISTASI Kıdem tazminatı matrahını, işçinin esas ücretinin yanında varsa işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler oluşturmaktadır. Matrah tespitinde, esas ücretin (4857/51. maddede tanımını bulan bahşiş, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti dahil) dışında ücret eklentilerinin dâhil edilip edilmeyeceği önem arz etmektedir. Genel anlamda ücret eklentilerinin kıdem tazminatına esas ücrete dâhil edilebilmesi için aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir: - İşçiye bir menfaat sağlanmış olmalı, - Menfaat para ve para ile ölçülebilir nitelikte olmalı, - Menfaat kanundan ya da akitten doğmalı, - Menfaatler arızi olmamalıdır. Yasa da, işçiye sağlanan menfaatlerin sürekli veya arızi nitelikte olmalarına ilişkin bir hüküm bulunmamasına rağmen, ilk 3008 sayılı İş Kanunu dönemindeki ortaya çıkan görüş farklılıkları sonucunda, Yargıtay’ın 15.05.1957 tarihli E.1956/13, K.1957/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile ücret eklentilerinin arızi nitelikte olmaması görüşü bugün de kabul görmüştür. Gerek İş Mevzuatında gerekse de yargı kararlarında kavram olarak devamlılık ve arızilik açıklığa kavuşturulmuş olmadığından, bazı ücret ekleri ve ödemelerin devamlı nitelikte olup olmadıkları görüş ayrılıklarına yol açmıştır. İşçiye kanun veya sözleşmeyle sağlanan menfaatin, belirli zaman aralıkları ile tekrar ödenmesi söz konusu ise, devamlılık niteliği taşıdığı kabul edilmelidir. Gerçekten de devamlılık, ödemenin periyodik olarak yapılması halinde ortaya çıkan bir niteliktir. Arızi nitelikte ücret ekleri kıdem tazminatının hesabında nazara alınmaz….daimilik arz etmeyen ödemeler geniş anlamdaki ücret kavramına dahil olmadıkları için kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmazlar (3). IV- ÖDEME ÇEŞİTLERİNİN KIDEM TAZMİNATI MATRAHI KARŞISINDAKİ DURUMLARI 1- İkramiye: İkramiyenin kaynağı bir kanun/sözleşme ve sürekli ödeme niteliği taşıyorsa kıdem tazminatı hesabında dikkate alınacaktır. 2– 6772 sayılı Kanun gereğince ödenen ilave tediye: 6772 sayılı İlave Tediye Kanunu ile öngörülen ve süreklilik niteliği taşıdığından Yasa ve sözleşmedeki sınırlar içinde kıdem tazminatının hesabına katılır. 3- Bahşiş: Yüzde usulüyle çalışan işyerleri dışındaki işyerlerinde, işçilere müşteriler tarafından verilen bahşişler bir düzene bağlanmışsa, yani alınan paralar işyerinde çalışan işçiler arasında paylaştırılıyorsa, bunlar bir ücret ekidir. Belirtilen şekilde toplanan ve dağıtımı yapılan bahşişlerin kıdem tazminatı hesabına dâhil edilmesi gerekir. Zira bu şekilde düzene bağlanan menfaatler bir işe bağlı olarak üçüncü kişilerce ödenmesi, işin gereğinden ve işyerinin geleneğinden kaynaklanması, daimilik arz etmesi ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle, kıdem tazminatının hesabına dâhil edilebilmesinin tüm koşullarını içermektedir. 4- Yemek yardımı: Nakdi olarak yapılan yemek yardımı kıdem tazminatı hesabına dâhil edilir. Asıl ücrete para ile ölçülmesi mümkün ayni menfaatler de eklendiğinden, işçiye ayni olarak verilen yemeğin ise değeri hesaplanarak (işçiye verilen bir günlük yemeğin değeri hesaplanır.) kıdem tazminatı hesabına dâhil edilir. Bir ay içinde fiili olarak yapılan yemek yardımının toplam değeri 30’a bölünmek suretiyle, kıdem tazminatına esas bir günlük yemek ücreti bulunur. 5- Gıda yardımı: Ayni olarak yapılan gıda yardımının parasal değeri kıdem tazminatı hesabına dâhil edilecektir. Örneğin, sözleşme ile işçilere her ay iki kilo et verileceği kararlaştırıldığında, bu etin bedeli kıdem tazminatına esas geniş anlamda ücretin hesabına dâhil edilecektir. 6- Konut yardımı: Konut yardımı kıdem tazminatı hesabına dâhil edilir. Nakdi olarak yapılan konut yardımının bir güne isabet eden miktarı bulunarak, asıl ücrete eklenir. Eğer işçi, işverence kiralanan konutta oturuyorsa, işverenin ödediği miktarı esas alınır. İşverene ait konutta kira ödemeden oturuyorsa, konutun emsal kira bedelinin dikkate alınması gerekmektedir. 7- Vasıta (taşıt) ücreti: Vasıta ücreti kıdem tazminatı hesabına dâhil edilir. Hesaplamada vasıta ücreti adı altındaki ödemelerde fiili çalışma günleri için söz konusu olan ve o ay içinde verilen vasıta ücretinin bir günlük tutarının toplam 30 güne bölünmesi gerekir. 8- Giyecek yardımı: Birçok toplu iş sözleşmesinde görüldüğü gibi, işveren tarafından işçiye bir sosyal yardım olarak verileceği öngörülen elbiselik kumaş, ayakkabı, palto vb. giyeceklerin para olarak karşılıkları kıdem tazminatına esas ücrette göz önünde bulundurulacaktır. 9- Yakacak yardımı: Süreklilik arz eden ayni veya nakdi yakacak yardımı kıdem tazminatına esas ücretin hesabında göz önünde bulundurulur. 10- Çocuk yardımı: Çocuk yardımı kıdem tazminatı hesabına dâhil edilir. Aylık çocuk yardımının kıdem tazminatına yansımasında, çocuk adedine göre oluşan toplam miktarın bir ayı oluşturan gün sayısı olan 30’a bölünmesi gerekir. 11- Aile yardımı: Aile yardımı asıl ücretin eki olarak kabul edilmektedir. Kıdem tazminatının hesabında dikkate alınması gerekir. 12- Teşvik primi: Daimilik arz etmeyen ödemeler kıdem tazminatı hesabına dâhil edilmez. Araç, gereç ve diğer ihtiyaç maddelerinin yıllık satışlarından elde edilen gelirlerin belirli bir oranının çalışanlara dağıtılması sebebiyle ödenen primler niteliği itibariyle daimilik arz eden ödemelerden değildir. Bu nedenle kıdem tazminatı hesabında ücrete yansıtılmaz (4). 13- Özendirme (teşvik) ikramiyesi: Teşvik ikramiyesi, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin onbirinci fıkrasında yer alan geniş anlamdaki ücret kavramına dâhil değildir. Bu nedenle kıdem tazminatının hesabına esas ücrete dâhil edilemez. 14- İş elbisesi yardımı: İşçiye işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı uyarınca, yürütülen işin niteliği ve gereği dolayısıyla “kişisel koruma araçları” olarak işverence verilen iş gömleği, ayakkabısı, gözlüğü, eldiveni vb. bir ek ücret olarak kıdem tazminatında dikkate alınmaz. Hatta mevzuat ile tespit edilenlerin dışında toplu iş sözleşmesine konulan hükümlerle işçiye aynı amaçla, işyerinde ve işinde kullanmak üzere kişisel korunma amacı olan giyecek maddeleri verilmesi kararlaştırıldığında da, durumda bir değişiklik olmaz. 15- Öğrenim yardımı: Öğrenim (tahsil) yardımı, ödeme koşulları itibariyle kıdem tazminatına esas alınacak ücrete yansıyacak nitelikte olmadığından, kıdem tazminatı hesabına dâhil edilmez. 16- İşyerinde kullanılmak üzere verilen sabun ve havlu: İşyerinde kullanılmak üzere verilen havlu ve sabun sosyal yardım niteliği taşımadığından kıdem tazminatı hesabına katılmazlar. 17- Fazla çalışma ücreti: Fazla çalışma ücreti devamlılık arz etmeyip, arızi nitelikte olduğundan kıdem tazminatı hesabına dâhil edilmez. 18- Bayram harçlığı: Her bayramda düzenli olarak ödenmeyen bayram harçlığı kıdem tazminatı hesabına dâhil edilmez. Ancak, iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesiyle belirlenen ve süreklilik arz eden bayram harçlığı kıdem tazminatına esas ücrete dâhil edilir. 19- Harcırah: Harcırah, işçinin normal yaşam ortamından uzakta çalışma zorunluluğunun sebep olabileceği arızi masrafları karşılama amacına yönelik olarak verilen ek ödemeler olup, geçici niteliktedir. Bu nedenle kıdem tazminatının hesabına esas alınacak geniş anlamdaki ücrete dâhil değildir. 20- Ölüm, doğum ve evlenme yardımı: Düzenli olarak yapılan bir ödeme olmadığı için kıdem tazminatı hesabına dâhil edilmez. 21- Vekâleten yürütülen görev ücreti: Vekâlet edilen görev nedeniyle alınan farklı ücret daimilik arz etmeyip, geçici olarak ödenmektedir. Bu nedenle kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. 22- Sigorta primi işveren payı: Sigorta primi işveren payı brüt ücret dâhilinde olmayıp, kanunun işverene yüklediği ücret haricindeki bir yükümlülüktür. Bu nedenle, sigorta primi işveren payı kıdeme esas ücrete dâhil değildir. 23- Satış primi: Satış primi devamlılık ve kararlılık arz etmeyen bir ödemedir. Satış olmadığı zaman prim ödenmeyeceği belli olduğuna göre bu ödemenin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması doğru olmaz. 24- Toplu iş sözleşmesi gereğince ödenen primler: Toplu iş sözleşmesi ile belirli pozisyonlarda çalışanlara fiilen çalışılan günler için ödenen primler, belirli miktarlarda olmadığı ve devamlılık gösteren ödemelerden sayılmadığı için ücrete yansıtılmaz. 25- İzin harçlığı: İzin harçlığı süreklilik arz etmediğinden kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmaz. Kıdem Tazminatı Matrahına Dahil Edilecek/Edilmeyecek Ödemeler (5) Dahil Edilecek Ödemeler Dahil Edilmeyecek Ödemeler Esas ücret Fazla çalışma, çalışılan hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil, dini bayram, yıllık izin ücretleri İkramiye (şartlı ![]() Devamlılık göstermeyen primler, toplu iş sözleşmesi gereğince ödenen primler, seyahat, satış, taltif, hizmet, teşvik primleri Bahşiş (şartlı ![]() Sigorta/işsizlik sigortası primleri işveren hisseleri Sürekli ödenen jestiyon ikramiyeleri Yolluk (harcırah) 6772 sayılı Yasa’ya göre ödenen iki ikramiye (ilave tediye) Evlenme, doğum, ölüm, doğal afet, askerlik, hastalık, iş arama, eğitim yardımları Temettü Bir defalık verilen ikramiyeler, jübile ikramiyesi, belirli sürelerde verilen teşvik (özendirme) ikramiyesi Devamlı ödenen primler Bayram harçlığı (şartlı ![]() Kasa, unvan, imza, mali sorumluluk, yıpranma tazminatları Ara dinlenme parası, ücretli izin parası Ayakkabı veya bedeli İhbar tazminatı Gece zammı Avans ödemesi Vardiya primi İşyeri kuruluş yıldönümü için verilen ödemeler Makam tahsisatı Gezici görev güvencesi Yakacak yardımı Demirbaş olarak verilen giyim eşyaları (iş elbisesi yardımı ![]() Toplu taşım kartı İşyerinde kullanılmak üzere verilen sabun, havlu Gıda, aile, konut, yemek, taşıt yardımları (parasal değerleri hesap edilerek dâhil edilir.) Vekâleten yürütülmekte olan görev için verilen ücret Çocuk yardımı İzin harçlığı Kıdem zammı Otel ve ev gideri olarak ödenen paralar Pahalılık zammı V- SONUÇ VE ÖNERİ Görüleceği üzere, kıdem tazminatı matrahına dahil edilecek ödemelerin genel ölçüsü yasada belirlenmiş olup, menfaatin para/para ile ölçülebilirliği, yasa/sözleşmelerden kaynaklanabilirliği ile sürekliliği (bu unsur yerleşmiş yargı kararları ile uygulamaya yerleşmiştir.) şeklinde şartlarını çizmiştir. İşçiye kanun veya sözleşmeyle sağlanan menfaatin, belirli zaman aralıkları ile tekrar ödenmesi söz konusu ise, devamlılık niteliği taşıdığı kabul edilmelidir. Asıl ücret kapsamında değerlendirilecek ödemeler, asıl ücret içerisinde değerlendirileceğinden ayrıca ikinci bir kez kıdem tazminatı matrahına dâhil edilememektedir. Örneğin, hafta tatili ücreti asıl ücrete dâhil olduğundan ayrıca kıdem tazminatı hesabına dâhil edilmez. Esas sorun, ücret eklentilerinde ortaya çıkmaktadır. Ücret eklentilerinden hangilerinin matrah içinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği yukarıda belirtilen şartlar çerçevesinde karar verilecektir. Yukarıda sayılan ödeme çeşitlerini artırmak mümkündür. Aslında, ödeme çeşitlerinin tek tek belirlenerek, belirlenen ödeme çeşitleri üzerinden işverenlerin ödeme yapabilmesi ve bu ödemelerin kıdem tazminatı matrahına dâhil edilip edilmeyeceği açık ve net olarak uygulamaya yerleştirilmelidir. Bu nitelikteki bir karmaşıklık bir nebze olsa da, sigorta primine esas kazanç matrahın tespitinde 4958 sayılı Yasa ile giderilmiştir. Buna benzer bir düzenleme de özellikle kıdem tazminatı matrahında yapılmalıdır. Gerçi, 1475/14. maddesinde genel olarak hangi tür ödemelerin dâhil edileceği hüküm altına alınmışsa da, ödemelerin sürekliliği/arıziliği konusunda açıklık bulunmamaktadır. Yapılması gereken, yasal bir değişiklikle konunun tereddüde meydan vermeyecek şekilde düzenlenmesi olmalıdır. * Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi (1) 4857sayılı (yeni) İş Kanunu ile (eski) 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi hariç diğer tüm maddeleri yürürlükten kaldırılmış idi. (2) Ücret ve ücretin ödenmesi Madde 32- Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. (3) YHGK’nın, 03.03.2004 tarih ve E. 2004/9-86, K. 2004/124 sayılı Kararı. (4) YHGK’nın, 25.05.1988 tarih ve E. 1988/9-325, K. 1988/442 sayılı Kararı. (5) Mahmut ÇOLAK, Tüm Yönleriyle İş Kanunu’nda Kıdem Tazminatı, Orion Yayınevi, Ankara 2007 (Ortak Çalışma) |