Burdasın: Forum => SGK ve VERGi MEVZUATI => 17. Tasfiye |
|
gib (Ziyaretçi) |
17. Tasfiye 17.1. Tasfiye dönemi Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olacaktır. Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır. Tasfiyenin aynı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiye haline girdiği tarihte başlayacak ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam edecektir. Örnek 1: Tasfiyenin aynı yıl içinde sonuçlanması hali: Kurumun tasfiyeye giriş tarihi............................ : 18/1/2006 Tasfiyenin bitiş tarihi........................................... : 12/12/2006 Tasfiye dönemi...................................................... : 18/1/2006-12/12/2006 Örnek 2: Tasfiyenin bir yıldan fazla devam etmesi hali: Kurumun tasfiyeye giriş tarihi............................ : 15/4/2006 Tasfiyenin bitiş tarihi........................................... : 4/6/2008 I. Tasfiye dönemi ................................................. : 15/4/2006-31/12/2006 II. Tasfiye dönemi ................................................ : 1/1/2007-31/12/2007 III. Tasfiye dönemi................................................ : 1/1/2008-4/6/2008 17.1.1. Tasfiyenin zararla kapanması halinde düzeltme Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu, önceki tasfiye dönemlerine doğru düzeltilir ve önceki dönemlerde fazla ödenen vergiler mükellefe iade edilir. Nihai tasfiye sonucunda matrah beyan edilmesi halinde önceki tasfiye dönemlerinin düzeltilmesi söz konusu olmaz. Tasfiye işlemleri sürerken vergi oranında meydana gelecek değişmeler söz konusu düzeltme işleminin yapılmasını gerektirmeyecektir. Düzeltme işlemleri ancak son tasfiye döneminin zararla sonuçlanması halinde yapılacaktır. Örnek 3: 3/6/2006 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiye 15/4/2009 tarihinde tamamlanmıştır. Bu kurumda 3/6/2006 31/12/2006 tarihleri arasındaki dönem birinci tasfiye dönemini, 2007 ve 2008 yılları ikinci ve üçüncü tasfiye dönemlerini, 1/1/2009 15/4/2009 tarihleri arasındaki dönem dördüncü ve son tasfiye dönemini oluşturacaktır. Kurum; I. Tasfiye döneminde .................................... 20.000.- YTL............ Kazanç, II. Tasfiye döneminde ................................. 150.000.- YTL............ Kazanç, III. Tasfiye döneminde .................................. 50.000.- YTL............ Zarar, Son tasfiye döneminde ise ........................... 25.000.- YTL............ Zarar, bildirmiştir. Bu beyanlara göre ilk iki dönemde (4.000 + 30.000 =) 34.000.- YTL kurumlar vergisi ödenmiştir. Oysa tasfiyenin kesin ve nihai sonucuna göre kâr; [(20.000 + 150.000) (50.000 + 25.000) =] 95.000.- YTLdir. Bu matrah üzerinden ödenmesi gereken kurumlar vergisi ise 19.000.- YTL olacaktır. Bu durumda (34.000 19.000 =) 15.000.- YTL kuruma iade olunacaktır. 17.1.2. Tasfiyede zamanaşımı Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde tarh zamanaşımı, tasfiyenin sona erdiği dönemi izleyen yıldan başlar. Örnek 4: 11/2/2002 tarihinde tasfiyeye giren bir kurumda tasfiyenin 4/6/2006 tarihinde sonuçlanmış olması halinde tarh zamanaşımı 1/1/2007 tarihinden itibaren başlar ve 31/12/2011 tarihine kadar 11/2/2002 4/6/2006 tarihlerini kapsayan tasfiye dönemleri için tarhiyat yapılabilir. 17.2. Tasfiyeden vazgeçilmesi Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Bu durumda tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı tasfiye döneminin başından itibaren geçerli olacak, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçecektir. Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri de tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlayacaktır. Örnek 5: Kurumun tasfiyeye giriş tarihi............................ : 14/2/2006 Tasfiyeden vazgeçme tarihi................................. : 15/4/2008 I. Tasfiye dönemi.................................................. : 14/2/2006-31/12/2006 II. Tasfiye dönemi................................................. : 1/1/2007-31/12/2007 Normal beyan dönemi.......................................... : 1/1/2008-31/12/2008 Örnekten de anlaşılacağı üzere, tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihin içinde bulunduğu yıl başı itibarıyla normal beyan dönemine geçilmekte ve söz konusu tasfiyeden vazgeçme kararına ilişkin tarihin (15/4/200 içinde bulunduğu üç aylık geçici vergi döneminin başından (1/4/200 itibaren geçici vergi yükümlülüğü başlamaktadır. 17.3. Tasfiye beyannameleri Tasfiye beyannamesi, tasfiyenin aynı takvim yılı içinde başlayıp sonuçlanması halinde, tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir. Tasfiyeye giriş tarihi ile tasfiyenin sonuçlanma tarihinin farklı takvim yıllarında gerçekleşmesi durumunda, her bir tasfiye dönemine ilişkin tasfiye beyannamesi, tasfiye memuru tarafından tasfiye döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.Tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesi ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir. Örnek 6: Kurumun tasfiyeye giriş tarihi............................................................................................. : 4/6/2006 Tasfiyenin sonuçlandığı tarih............................................................................................... :15/4/2008 Kıst dönem için beyanname verme süresi (1/1/2006 - 3/6/2006)........................................ : 1-25/10/2006 I. Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (4/6/2006 31/12/2006)........................... : 1-25/4/2007 II. Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/200731/12/2007)........................... : 1-25/4/2008 III. Tasfiye dönemi için beyanname verme süresi (1/1/200815/4/200 : 15/5/2008 Bu şekilde verilecek olan beyannamelere, bilanço ve gelir tablosu ile tasfiye bilançosuna göre ortaklara dağıtılan paralar ve diğer değerlerin ayrıntılı bir listesi de eklenecektir. 17.4. Tasfiye kârı Tasfiye halindeki kurumların vergi matrahı tasfiye kârıdır. Tasfiye kârı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu farktır. Tasfiye kârı hesaplanırken; - Ortaklar veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya diğer şekillerde yapılan her türlü ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine, - Mevcut sermayeye ilave olarak ortaklar veya sahipleri tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye esnasında elde edilen ve vergiden istisna edilmiş olan kazanç ve iratlar da tasfiye döneminin başındaki servet değerine eklenecektir. Bununla birlikte, hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan iktisadi kıymetlerin değerleri dağıtımın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı gün itibarıyla Kurumlar Vergisi Kanununun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirlenecektir. Ayrıca, tasfiye kârının hesaplanması sırasında, Kanunun indirilecek giderler, zarar mahsubu, diğer indirimler ve kabul edilmeyen indirimlerle ilgili madde hükümleri de dikkate alınacaktır. Özel kanunlarında tasfiye işlemlerine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerden tüzel kişiliği haiz olmayanların mükellefiyeti, şahıs işletmelerinde olduğu gibi işin bırakılmasıyla sona erecektir. Bu tür işletmelerde tasfiye, mevcut iktisadi kıymetler, ya satılmak ya da bağlı olduğu kurum, dernek veya vakfa fatura edilerek işletmeden çekilmek suretiyle sonuçlandırılacaktır. Bu kapsamda işi bırakan mükelleflerin ilgili döneme ait kurumlar vergisi beyannameleri ise Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen sürede verilecektir. 17.5. Servet değeri Tasfiye döneminin başındaki ve sonundaki servet değeri, kurumun tasfiye dönemi başındaki ve sonundaki bilançosunda görülen öz sermayesidir. Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde; izleyen tasfiye dönemlerinin başındaki servet değeri, bir önceki dönemin son bilançosunda görülen servet değeridir. Aşağıda belirtilenler dışında kalan her çeşit karşılıklar ile dağıtılmamış kazançlar bu sermayeye dahildir: - Vergi kanunlarına göre ayrılmış olan her türlü amortismanlar ve karşılıklar ile sigorta şirketlerinin teknik karşılıkları, - Hissedar veya sahip olmayan kimselere dağıtılacak olan kazanç kısmı. 17.6. Tasfiye memurlarının sorumluluğu Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde, bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar. Yukarıda belirtilen vergiler ile tasfiye işleminin incelenmesi sonucu tarh edilecek vergilerin asılları ve zamları, tasfiye kalanı üzerinden kendisine paylaştırma yapılan ortaklardan aranacağı gibi tasfiye sırasında dağıtım, devir, iade veya satış gibi yollarla kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan ortaklardan da aranabilecektir. Ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına başvurulmayacaktır. Tasfiye memurları, Kanunun 17 nci maddesi gereğince ödedikleri vergilerin asıllarından dolayı, tasfiye sırasında kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan veya tasfiye kalanından pay alan ortaklara rücu edebilirler. Ortakların aldığı bu değerlerin vergileri karşılamaya yetmemesi durumunda ise İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun oranlar dahilinde aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacakları tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara da rücu edebileceklerdir. 17.7. Tasfiye işlemlerinin incelenmesi Tasfiye işlemlerinin incelenmesi talebini içeren dilekçenin vergi dairesine verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemelerine başlanacak, vergi incelemesinin bitmesini takip eden otuz gün içinde de vergi dairesi, söz konusu vergi incelemesinin sonucunu tasfiye memurlarına bildireceklerdir. Buna göre, kurumdan aranan vergilerin sonucu alınıncaya kadar tasfiye memurlarının Kanunun 17 nci maddesine göre varolan sorumlulukları devam edecektir. Maliye Bakanlığı; mükelleflerin hukuki statülerini, faaliyet gösterdikleri alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif büyüklüklerini dikkate almak suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme yaptırmamaya yetkilidir. (4 Seri No'lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nin 2. maddesiyle eklenen bölüm) 17.8. Tasfiye edilerek ticaret sicilinde tüzel kişiliği sona eren kurumlar vergisi mükellefleri hakkında yapılacak tarhiyatlar 15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmiştir. Değişik bölüm:RG-25/05/2018-30431) 5520 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası, 7103 sayılı Kanunun 74 üncü maddesiyle 27/3/2018 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır. Yine 7103 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle, 27/3/2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesine beşinci fıkra eklenmiş olup söz konusu fıkrada, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükellefler hakkında, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Buna göre, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan kurumlar vergisi mükellefleriyle ilgili, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak 27/3/2018 tarihinden sonra yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve ceza kesme işleminde Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.(*) (*)15 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile değiştirilmeden önceki hali: (Ek:RG-13/8/2009-2731 5904 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesine eklenen dokuzuncu fıkra uyarınca, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin, tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezalar, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacaktır. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacaklardır. Tasfiye dönemi için tasfiye memurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılan tasfiye artığı tutarıyla sınırlı olacaktır. Anılan hüküm, maddenin yürürlüğe girdiği 3/7/2009 tarihinden itibaren konu ile ilgili olarak yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalar hakkında uygulanacaktır. | |||
ytso (Ziyaretçi) |
Şirket Tasfiye Süreçlerinde Değişiklik Özet 6 Kasım 2021 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7341 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Değişiklik Kanunu ile, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 543. maddesi değiştirilerek şirketlerin tasfiye sürecindeki kalan varlıklarını dağıtması için öngörülen zorunlu bekleme süresi üç (3) aya düşürülmüştür. Yeni Düzenleme Değişiklik Kanununun 17. Maddesine göre 6012 sayılı Türk Ticaret Kanununun 543. maddesinin ikinci fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinde yer alan altı ibareleri üç şeklinde değiştirilerek, tasfiye sürecindeki bekleme süresi üç aya indirilmiştir. (2) Alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrı tarihinden itibaren üç ay geçmedikçe kalan varlık dağıtılamaz. Şu kadar ki, hâl ve duruma göre alacaklılar için bir tehlike mevcut olmadığı takdirde mahkeme üç ay geçmeden de dağıtmaya izin verebilir. Yeni düzenleme ile birlikte şirketler, alacaklılara yapacakları üçüncü çağrının ardından üç (3) ay geçtikten sonra genel kurul toplantısı düzenleyerek tasfiye sonu kararı alabileceklerdir. Sonuç Tasfiye sürecine giren şirketin alacaklılara çağrı niteliğindeki üçüncü ilan tarihinden itibaren geçmesi gereken süre 3 aya düşürülmüştür. Bu doğrultuda, alınacak tasfiye sonu genel kurul kararı ile şirketin varlıkları ve ödenen sermaye daha kısa sürede pay sahiplerine paylaştırılabilecektir. Konu ile ilgili her türlü durum tespiti çalışmasında yanınızda olduğumuzu hatırlatmak isteriz. |